Çarşamba, Mayıs 23, 2007

Linux'ta en çok kulladığım 10 komut

history|awk '{print $2}'|awk 'BEGIN {FS="|"} {print $1}'|sort|uniq -c|sort -rn|head -10

okulda:
28 su
14 echo
13 ls
11 cd
8 which
8 nano
8 grass60
7 source
7 java
6 qgis

evde:
58 ls
55 su
35 cd
23 grass
15 java
12 nano
12 echo
10 apt-get
9 mkdir
8 qgis

Powered by ScribeFire.

Cumartesi, Mayıs 12, 2007

Kombilo

Kombilo oynanmış go oyunları arasında sorgulama yapan, bunları karşılaştıran vs. vs. bir go programı.

Python gerektiriyor. ayrıca python-tk ve python-pmw paketi de kurulu olmalı:
$apt-get install python-tk python-pmw

Daha sonra çalıştırmak için:
kemal@debian:~/kombilo/ python kombilo.py
komutu verfiliyor ve sonuç:

Kurulduğunda veritabanı boş. İstediğiniz oyunların sgf dosyalarını indirip kullanabiliyoruz. Burada onbinlerce oyunu indirebileceğiniz adreslerin bir listesi var.

Gogrinder

Yine hikarunix vasıtasıyla tanıştığım gogrinder java ile yazılmış go problemleri üzerinde uğraşabileceğimiz bir program. Java ile yazıldığından platform bağımsız.

Java 1.4.2 veya üstü grektiriyor. zipli olarak indirdiğiniz dosyayı bir klasör içine açıyoruz. Daha sonra komut satırından klasörün içindeyken:
kemal@debian:~/ java -jar GoGrinder.jar
komutunu vererek çalıştırıyoruz. Problem çözmek için mükemmel bir program. Bu programı çok sevdim.

Gogringer'la birlikte 347 problem geliyor. Dilerseniz goproblems.com'da bulunan 3000'den fazla problemi indirip kullanabilirsiniz. Bu arada yukardaki siyah taşın kurtulabiliyor olması hayli ilginç.

Go debian go

Debian'da hikarunix üzerinde bulunan go programlarının kurulması üzerine bir deneme:

İlk iş gnugo: gnugo, konsolda go oynayabilen akıllı bir program.
$aptget install gnugo
Hemen kuruldu. Çalıştırmak için normal kullanıcı ile (root ile olmuyor) gnugo komutunu veriyoruz:
kemal@debian:~$ gnugo
Sırada qgo: Go istemcisi, sgf editörü ve gnugo arayüzü
$apt-get install qgo
Hemen kuruldu. Çalıştırmak için normal kullanıcı ile (root ile olmuyor) qgo komutunu veriyoruz:
kemal@debian:~$ qgo
Kurulu kurulmaz gnugo'yu tanıdı ve bilgisayara karşı oynamaya başlayabildim. Daha önce ayarlardan gnugo'nun olduğu yeri gösterdim diye hatırlıyorum ama apt paketlerinde gerek kalmıyor demek ki, ne güzel.

Paketlere bakarken gördüğüm gtkgo'yu da kurayım:
$apt-get install gtkgo
çalıştıralım.
kemal@debian:~$ gnugo

Arayüz olarak kötü, ses çalmaya çalışırken çakıldı ama işe yarayabilir.

Diğer programları bir sonraki girdiye bırakayım, zira onlar tar.gz ve bir sürü ayar gerektiriyor galiba, veritabanı falan, buraya sığmaz.

Çarşamba, Mayıs 09, 2007

Öncesi, Sonrasıyla Linux ve Özgür Yazılım Şenliği

Geçen hafta VI. yapılan Linux şenliği ardından aklımda kalanları şöyle bir yazayım.

  • 1 Mayıs Salı: Yetişmesi gereken bir iş için Necdet'le birlikte gece yarısına kadar süren hummalı bir çalışma yaptık. Ertesi gün akşamı Bilişim Topluluğu Şenliğe otobüs kaldıracaktı. Gün boyu topluluk elemanları ve bilgi işlemdeki arkadaşlar otobüs ve kalacak yer işlerini organize etmek için uğraştılar.
  • 2 Mayıs Çarşamba: Önceki akşam yaptığımız çalışmanın o kadar acelesi olmadığını öğrendik:) Şenlik için akşam 8'de bilgi işlem önünden otobüs kalkacaktı. Necdet ve Sedat beyler önden akıncı olarak 5 gibi yola çıktılar:) Ben 7'de bilgi işleme gitmek üzere evden çıktım, üniversitenin ana kapısındaki görevlilere geçerken sorduğumda bana 9'da eğitim fakültesinden kalkacak denmesine pek aldırmadan içeri girdim. 2 kişi bekliyordu henüz. Tekrar kapıya dönüp bizi götürecek şoförün telefonunu aldım. 8:15'de geleceğini söyledi. Dediği zamanda geldi fakat yakıt alacağını söyleyerek geldiği gibi gitti. Ne kadar süreceğini sorduğumda yarım saat olduğunu söyledi. Neyse 9 gibi yola çıktık. Otobüs beklediğimden konforluydu. Yanım da boştu. Rahat bir yolculuk oldu.
  • 3. Mayıs Perşembe: Şenliğin ilk günü sabah 7'de odtü kapısına geldiğimizde uyandım. Gece 3e kadar uyumamıştım. 4 saat uyku otobüs yolculuğu için fena sayılmazdı. Kapıda nerden ne için geldiğimiz irtibat telefonu gibi bilgiler alınarak giriş yaptık. ODTÜ çarşıda inerek kahvaltı için bir kafeye girdik. İlk gün açılış konuşmasında salonun çoğunluğunu oluşturuyorduk. Güzel seminerler oldu. Akşam ankara'da öğretmenlik yapan arkadaşım Hüseyin'in evinde kaldım.
  • 4. Mayıs Cuma: Bugün biraz daha az seminere katıldım. Öğleden sonra Hüseyinle birlikte ankarada dolaştık.
  • 5. Mayıs Cumartesi: Bu gün katılım haftasonu nedeniyle biraz artmıştı. Rastgele seminerlere girerek bu günü de geçirdim. Öğleden sonra Safranbolu'dan Yücel geldi. Kızılay'da lisanstan bir diğer arkadaşımız, Hüseyin Numan'la buluştuk. Yücel ve ben hüseyinlerde kaldık.
  • 6. Mayıs Pazar: Şenliğin son günü sabahtan arkadaşlarla vakit geçirmek için Şenliğe gitmedim. Öğleden sonra onlarla beraber ODTÜ'ye gittik. Daha az seminere katıldım. Öğleden sonra 3 gibi Yücelleri uğurladım. 5'deki ödül törenine katıldım. Öğrencilerimizden birkaçının ve Üniversitemizin Kütüphanesine Pardus kurulumu projesi alması sevindiriciydi. 7'de ödül töreni bitti. Öğrencilerle birlikte otobüsün 9'da kalmasının iyi olacağına karar verdik. Şoför arkadaş buna pek de sevinmedi:) Dönüş yolculuğu da rahat geçti.


Çok fazla seminere katılmasam da en beğendiğim seminerler A. Murat Eren'in Nasıl PArdus Geliştiricisi Olunur isimli semineri ve Cevat Şener hocanın Grid Nedir? isimli semineriydi. LKD Paneli de tartışmalarıyla şenliğe heyecan kattı:) Dışarıdan ve uzaktan görebildiğim kadarıyla hemen hepsi alanlarındaki başarılarıyla ve tanıdığım kadarıyla kişilikleriyle güzel insanlar denebilecek olan LKD yönetimi yine aynı özelliklere sahip daha yakından tanıdığım kişiler ve dostlarım tarafından sıkı bir şekilde eleştirildi. Yönetimden yine uzaktan harika bir insan olarak tanıdığım Onur Tolga Şehitoğlu hoca hatalarını kabul etti ve üstlendi. Kendi kendime şöyle düşündüm: Evet LKD'nin daha iyi şeyler yapması lazım, yıllar geçtikçe ilk yıllardaki heyecan azalıyor, yapılanların üzerine bir şey eklenmiyor. Sürekli atak oynayan gol pozisyonu üreten fakat gol atamayan bir takım gibi LKD. Sonunda atamayana atarlar kuralı gerçekleşecek hissini uyandıran bir takım. Yani elinizde fırsat varken gol atamıyorsanız son dakikalarda yenecek bir gol daha kötü moral bozukluğu yaratabilir. Savunan takım da beni öldürmeyen şey güçlü kılar anlayışıyla daha fazla moral bulabilir. Takım üyeleri de bireysel yetenekleri olan kişiler fakat ortada başarı yok. Kısacası Fenerbahçeye benzettim LKD'yi:) Bir de milletçe organizasyon becerimizin olmadığını düşündüm (sanki benim varmış gibi). Bu durum genlerimize işlenmiş gibi. Tarihte bilmem kaç tane devlet kurmasıyla öğünen Türkler'in bu özelliğinden artık hiç eser olmadığını düşündüm. Tarihin yanlış öğretilmiş olabileceğini düşündüm.

Her şeye rağmen 4 gün ODTÜ'de Linux ve özgür yazılımla ilgili kişilerle bir arada olmak çok güzeldi. Buradan Necdet Yücel hocama ve dostuma sonsuz teşekkürlerimi iletmeyi bir borç bildiğimi söylememe izin vermenizi rica ederim:)